Dünyanın çeliğini üretiyoruz
1989 yılında ilk çelik
üretimini yapan Çebitaş,
bugün 80 ton sıvı çelik
kapasiteli ark ocağı ve
120 ton / h çubuk üretim
kapasiteli haddehanesi ile
Türkiyenin 100 büyük şirketi
arasında yer alıyor. Kalite
bilincini her zaman en ön
planda tutan Çebitaş,
Güney Amerika, Kuzey
Amerika, Avrupa ve Afrika
kıtası dâhil tüm ülkelerde
sahip olduğu ihracat
pazarıyla sektörde adından
sıkça söz ettiriyor.
Çebitaş Çelikhane Bakım Şefi Erdinç Göksel Güngördü ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
“Dünyanın her kıtasında yer alan müşterilerimize değişik ülke standartlarına ve kalitelerine göre üretim yapıyoruz”
Sorularımıza geçmeden önce kendinizden ve firmanızın kuruluşundan, organizasyon yapısından kısaca bahseder misiniz?
2011 yılında Çebitaş Demir Çelik fabrikasında Mekanik Bakım Mühendisi olarak başladığım meslek hayatıma 2012 yılından itibaren Çelikhane Mekanik Bakım Şefi olarak devam ediyorum. Fabrikamız, ülkemizin ilk çelikçilerinden olan Sayın Merhum Halis Çebi tarafından sektörde önemli bir atılım yapmak amacıyla 1986 yılında İzmir / Aliağa’da Demir Çelik Entegre Tesisi yatırımına karar verilip, 1989 yılında ise ilk çelik üretimine başladı. 1994 yılında ise haddehane tesisi de devreye alınıp çubuk üretimine devam etti. Şu an ise, 80 ton sıvı çelik kapasiteli Ark Ocağı ve 120 ton / h çubuk üretim kapasiteli haddehanesi ile üretimine devam ediyor. Türkiye’nin 100 büyük şirketi arasında yer alan kuruluşumuz Uzakdoğu ve Ortadoğu ülkelerinden başlayarak; Güney Amerika, Kuzey Amerika, Avrupa ve Afrika kıtası dâhil tüm ülkelerde ihracat pazarına sahip. Fabrikamızda 500’ün üzerinde personel istihdam ediliyor. Personelimizin güvenliği ve çalışma şartlarının kalitesi bizim için son derece önem veren Çebitaş, kurulduğu günden bu yana çevre bilincine en az kalite bilinci kadar önem veriyor. Firmamızın bu konudaki duyarlılığı yapmış olduğu yatırımlarla da ispatlanmış, Orman ve Şehircilik Bakanlığı ve Aliağa Belediyesi tarafından birçok kez takdire layık görüldü.

Çebitaş’ın verdiği hizmetler, üretim tesisleriniz ve çelikhaneniz hakkında bilgi verir misiniz?
Aliağa Nemrut / İzmir ağır sanayi bölgesinde kurulu bulunan Çebitaş Demir Çelik Endüstrisi A.Ş., 63.500 m2 kapalı alan olmak üzere toplam 225.431 m2’lik bir alan üzerine kuruldu. Çelikhane ve haddehane üniteleriyle, bu tesislere bağlı olan; oksijen, argon, azot üretim, toz toplama tesisi, soğutma suları hazırlama tesislerinden oluşuyor. Çelikhane kütük demir üretim kapasitesi: 750.000 Ton / Yıl, Haddehane çubuk demir üretim kapasitesi: 600.000 Ton / Yıldır. Modern teknoloji ile donatılmış üretim tesislerimizden Çelikhane ünitesinde yarı mamul (çelik kütük demir) 100 x 100 mm, 120 x 120 mm, 130 x 130 mm ve 150 x 150 mm ebatlarında hazırlanabiliyor. Haddehane ünitesinde ise çelik kütüğün haddelenmesi sonucunda 8 mm - 50 mm arası çaplarda düz yuvarlak ve nervürlü tip inşaat demirleri üretilebiliyor. Firmamız kalite bilincini her zaman en ön planda tutuyor. Bu amaçla fiziksel ve kimyasal analiz laboratuvarlarımızda ürettiğimiz ürünler test edilerek, kalite ve standartlara uygun olarak saygıdeğer müşterilerimizin kullanımına sunuluyor. Çebitaş, dünyanın her kıtasında yer alan müşterilerinin istekleri doğrultusunda, değişik ülke standartlarına ve kalitelerine göre üretim yapabiliyor. Kalitemizin güvenirliği ISO 9001: 2008 ‘Kalite Güvence Sistem Belgesi’ ve CARES ‘Quality Management System Certification’ ile de tescil edilmiştir.
Türkiye’de demir çelik sektörünün genel durumu, pazar büyüklüğü ve gelişimi hakkında neler düşünüyorsunuz?
Son yıllarda yaşanan sektördeki daralma ve geçtiğimiz sene 2016 yılında yaşanan siyasi ve ekonomik olumsuzluklara rağmen demir çelik sektörü, yılın başında belirlediği ihracat miktarına zor da olsa ulaşmıştı. Özellikle Aralık ayında bir önceki yıla göre artışın fazla olması 2017 yılı için bir umut oldu. Türkiye olarak çelik üretiminde Avrupa ve dünyada üst sıralarda olabiliriz fakat artık nitelikli çelik üretimde atılımlar yaparak ve bu alanda dünyanın ihtiyacını karşılamak en önemli hedefimiz olmalı.

İç piyasada ve ihracat pazarlarınızda ithal ürünlerle, özellikle Uzakdoğu menşeili ürünlerle olan rekabetiniz ne durumda?
Bu konuda ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz? Son yıllarda dünya çelik fiyatlarındaki düşüş ve bazı ülkelerin özellikle Çin’in kendi hükümetlerinden aldıkları devlet desteği ile dünya piyasalarında haksız ihracat, agresif fiyat ve damping uygulamaları bizim gibi sektöre etkisi olan ülkeleri olumsuz etkiledi. Böyle durumlarda devlet yasal düzenlemelerle üreticisini desteklemeli ve yanında olmalı. Bazı ülkeler ithal ürünlerle ilgili yüksek ithalat vergisi kozunu öne sürdü ve başarılı oldular. Ülkemizin de bu konuda daha ciddi adımlar atarak sadece demir çelik sektöründe değil tüm sektörlerde her yıl yükselen ihracat rakamlarına ulaşması gerekiyor.
Geçmiş yıllara oranla ülkemizdeki demir çelik ve diğer metal mamullerinde üretici firma sayısı arttı. Bu durum size ve sektöre nasıl yansıdı?
Ülkemizdeki firma sayılarının artması katma değer açısından çok önemli. Her kurulan yeni firma, sektörün pazarını daraltma etkisi yapsa da asıl amaç pazarı daha da büyüterek ihracatı ve üretimi arttırıyor. Bu durumun bizim gibi köklü ve tecrübeli firmaları çok etkilediğini düşünmüyorum. Firmalar rekabetlerinde her daim daha çok kaliteyi yakalamayı, maliyeti düşürmeyi ve Ar - Ge faaliyetleri sürdürmeyi hedeflediklerinde hem ülkemiz hem de firmalarımız kazanacak. Sözlerimi sona erdirirken 2017 yılından itibaren ülkemiz, küresel ekonomik dalgalanmalardan ve siyasi çekişmelerden kurtularak; üretimde, istihdamda ve ihracatta her zaman yükselen ivmeyi yakalamalı ve bulunduğu coğrafyada demir çelik sektörünün lideri olma hedefinde yürümeli…
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Makina Store. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.